Bülent Buda: Skorlarla bundan böyle ilgilenmiyorum. Süre alan genç kramponların yaptıkları işi ne denli ciddiye aldıklarını, gelişmelerini izliyor ve gözlemliyorum. Takımın ya da kulübün içinde bulunduğu bu kara yazgıyı kavrayabilecek, yorumlayabilecek kadar deneyimli ve de hoşgörülüyüm.
Gençlere bu zorlu günlerde diyebileceğim tek şey; kendini geliştir, aşkla, sevgiyle sürdür ve iyi bir futbolcu ol…
Sırtınızdaki formayla ya da farklı renklerdeki yarışmalarda hep başarıya koşacak güçlü ve kaslı bacaklarınız olsun.
Sizleri yıkacak olan yenilgileriniz değil yenilgiler karşısında takındığınız tavrınızdır. Çok şeyin farkında olan bir futbolcu eskisi ve de Altay’a sempati duyan bir sporseverim. Bu kötü günleri gençler taşıyor. Ama eski tüfeklerden pek ses çıkmıyor. Bu mudur Altaylılık. Bir öğrenebilsek…
Fatih Tanfer: Bodrumspor karşısında 2’si penaltıdan 3-0 mağlup oldular. Herkesin bildiği futbol gerçeği Altay’ın ligde kalma şansı her hafta zorlaşıyor. Bunu onlarda biliyor.
Cüneyt Biçer’le birlikte gelecek adına gençlerle ayakta durmaya çalışıyorlar. Bu hafta 16 yaşındaki Enes’e görev verildi. Altay gerçekten bir futbolcu fabrikası.
Altay’da mücadele etmeyen yoktu. Ancak ellerinden gelen ise bu kadar. Sezon başında söylemiştim. Marco oynarken en büyük sorun yanında bir golcünün daha olmamasıydı diye.
Marco da gitti golcü sorunu net bir biçimde ortaya çıktı. Oynayan gençlerin gelinen bu noktada hiç suçları yok. Her geçen gün gelişmeye çalışıyorlar. Bu maçta beni son derece duygulandıran olay ise 3-0 mağlup olmalarına rağmen Bodrum’a kadar giden ve hiç susmayan, cefakar taraftarlarıydı.
Onlarda alkışı hak ediyor. Altay doğru planlamayla hiç olmazsa geleceği kazanmak adına yönetimsel açıdan doğru planlama yapmalıdır.
Mehmet Demirtaş: Lig’in kadro kalitesi olarak üst düzey ve en disiplinli takımına karşı oynamak sanılandan da zor. Üstelik yönetimsel anlamda sıkıntılı bir süreçten geçerken…
Hem de oyun ve oyuncu eksikliğinin de baskın olduğu, kendi alt yapından gençlerinle mücadele etmek zorunda kaldığın dönemde…
Altay, bu maçı kazanmış ya da kaybetmiş çok da bir önemi yok artık.
Altay’ın kötü yönetilmesine ve Bodrum FK’ya yenilmesine rağmen, gençlerin verdiği mücadeleyi önemsiyorum. En azından gençlerin gelişmesi açısından çok değerli.
Altay’daki bütün bu olumsuzluklar, maalesef sır değil… Bir hayal kırıklığı ya da sürpriz de değildi bu yenilgi… Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur misali. Hatlar ve oyuncular arasındaki uyumsuzluk bana göre maça damgasını vurdu.
Oyuncuların kişisel beceri noksanlıkları ve üç pası bir arada yapamamalarını da eklersek, bu anlayışla skoru değiştirmek ya da öne geçmek mümkün değildi. Hele de golcün yoksa!
Bu kulüp, mevcut başkan ve yönetimin, babalarından kalan bir miras değil! Altay sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hem ekonomik, hem sportif, hem de yönetimsel. Altay’ın işi kolay değil.
Tabii ki yönetiminde. Gerçi ortada bir yönetimde yok, var olan yöneticilerin imza yetkisi dahi yok!
Yarın kendileri de gidecek, daha önceki gidenler gibi. Altay’ı bu zor günlere taşıyanlar iyi anılmayacaklar! Altay tarihine isimleri altın harflerle yazılmayacak. Çünkü, Altay kulübünü ziyan ettiler!
Yanlışların hangi birisini yazalım. Bir kamyon dolusu yanlış. Altay yangın yeri. Vaziyeti ortada!
Altay’ın kötü yönetilmesi, futbolcu kalitesinin yetersizliği ile düşme hattından sıyrılması zor görünüyor. Aslında düşmekten daha da kötüsü var. Kimse mevcut takım kadrosu ve mevcut yönetimle 2. ligde başarılı olacağını ve şampiyon olacağını düşünmesin. Çünkü; orada işler çok daha zor olacak. Kötünün kötüsünü yaşamamak için, ortak akıl üretmek şart görünüyor. Ama bir kulüp düşünün ki sen ben kavgası yüzünden gözler kapanmış, kulaklar tıkanmış.
Cüneyt hoca ve öğrencilerinin kendilerini bir alt lige hazırlamaları daha anlamlı gibi duruyor. Altay’ın gençlerine önerim; Direnç, mücadele, temaslı ve kora kor oyun. Sabırlı ve korkmadan oynamak. En önemlisi birbirinize ve başarabileceğinize inanmak!
Önce inanın, sonra da inandığınız şey uğruna savaşın. Gelinen noktada Altay’ın güçlü bir başkan ve yönetime ihtiyacı olduğu gerçek.
Yeni bir oluşum kaçınılmaz