Yeniçağ Gazetesi bu manşetle çıktı
Gazetemizin 1. sayfasını okumak için tıklayınız
Bakan’a ‘tek zam’ tepkisi: O zaman para da verme!
Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay, Sosyal güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücrete tek zam yapılacağını açıklamasına “Hiç olmasın, zam da yapmayın para da vermeyin” sözleriyle isyan etti
Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay, Türk-İş 24. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada asgari ücrete ilişkin açıklamalarda bulundu. Atalay asgari ücrete tek zam yapılmak istenmesine tepki gösterdi.
Atalay, asgari ücrete az dediği için sendikalar tarafından mahkemeye verildiğini söylerken Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücrete tek zam yapılacağı açıklamasına tepki gösterdi. Atalay “Bakan bu sene bir defa olacak diyor. Hiç olmasın, zam da yapmayın para da vermeyin” dedi.
Atalay, asgari ücret görüşmelerinin aralık ayında başlayacağını anımsatarak asgari ücretin başta asgari ücret olmak üzere birçok ücret ve kalemi yakından ilgilendirdiğini söyledi. Asgari ücrete yapılan artışların yapılan zamlarla ve enflasyonla erdiğini ifade eden Atalay şunları kaydetti:
“Bu ücret başlangıç ücreti ama ülkemizde öyle bir noktaya geldi ki geçim ücreti oldu. Şimdi 11 bin 402 lira. Bakan Bey ‘Bu sene bir kere artış olacak.’ dedi. Hiç olmasın. Enflasyon da olmasın zam da yapmayın. Parayı ver, zam yap, neye yarıyor? Cambaz olsanız 11 bin 402 lirayla bir hafta geçinemezsiniz.”
Ücretler üzerindeki gelir vergi kesintilerinin yüksek olduğunu söyleyen Atalay, “20 bin lira ücret alan bir işçi yıl sonunda vergi kesintisi nedeniyle 16 bin lira ücret alıyor. Benim 20 bin liramdan 4 bin lirayı niye alıyorsunuz arkadaş? Çok alandan çok alın, az alandan az alın” diye konuştu.
Atalay, çıraklık ve staj sürelerinin sigorta prim gününden sayılması gerektiğini bildirerek “40 sene evvel benim çıraklık hizmetim sigortama sayıldı. Şimdi niye sayılmıyor? O zaman devlet daha mı güçlüydü? Şimdi staj niye sigortaya sayılmıyor?” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de sermayenin her zaman güçlü olduğunu ve siyasetle birlikte yol yürüdüğünü dile getiren Atalay, TBMM’de işçi ve sendikacı kökenli milletvekili bulunmadığını söyledi.
Atalay şöyle devam etti:
“Kaptıkaçtı işverenler var, sonradan zengin olanlar var. Alıyor devletten ihaleyi, ne sendika ne sözleşme var. Polatlı’da bir işletme var, beş yıldır metal iş kolunda. Adam cuma akşamı bakanlıkta, sistem kilitleniyor, pazartesi bir açılıyor iş kolu enerjide çıkıyor. Bunlarla kol kola yürüyen sendikalar var. Bu işverenler parayı buluyorlar, sonra okul, cami, kütüphane yapıyorlar, sonra basına ‘Biz iyilikseveriz, mübarek adamlarız. Sırat Köprüsü’nden uçarak geçeriz’ diyorlar. Sen Galata Köprüsü’nü geçemezsin, ne Sırat Köprüsü?”
Atalay, yargının sorun üreten değil, sorun çözen bir mekanizma olduğunu da belirterek “Bizim yargımız son zamanlarda sorun çözmeyi bırakıp sorun üretiyor. Bu ülkede hakemler ve hakimler kendisine çok dikkat edecek. Biz her gün hakem konuşuyoruz, her gün hakim konuşuyoruz. Kimsenin emeğini çalmayacaklar” diye konuştu.
İş sağlığı ve güvenliği kurallarının önemine dikkati çeken Atalay, her gün ortama üç işçinin iş kazaları nedeniyle yaşamını yitirdiğini dile getirdi. Soma’da 2014 yılında 301 madencinin hayatını kaybettiği maden kazasına ilişkin yargı sürecinin devam ettiğinin altını çizen Atalay, “Anayasa Mahkemesine sesleniyorum; Soma’da 301 arkadaşımız iş kazasında değil, iş cinayetinde hayatını kaybetti. 20 senelik Çin malı maskeler kullanıldı. Onun için adil bir karar verin.” dedi.
Ergün Atalay, “Türkiye’de 17 milyon çalışan var. Ülkenin yüzde 68’i biziz. Niye Meclis’te bizden bir kişi yok? Bunun sorumlusu; başta ben olmak üzere hepimizin. Kürekleri aynı yöne çekmediğimiz müddetçe, bu meseleleri çözemeyiz. Oyları vermeye devam edersek, sermayeyi falan yenemeyiz. Şimdi belediye seçimleri var. 23 senelik biriktidar. Ekonomik kriz var. Biz ve muhalefet düşünsün, ‘bunlar nasıl seçim aldı’ diye. İşçi ile yol yürüyeceksiniz” ifadelerini kullandı.
Merve KIZILALP